Dünyanın büyük bir kısmı, hem siyasi hem de sosyal olarak büyük çalkantıların içinde bocalıyor ÅŸu anda. Ancak bütün bu çalkantılara ve olumsuzluklara raÄŸmen deÄŸiÅŸiklik isteyen insanlar var. Bu insanlar, tüm güçleriyle sorunlara çözüm arıyorlar. Farklı ülkelerdeki, farklı kıtalardaki insanların problemlerini kendi problemleri gibi görüp çözüm üretmek istiyorlar. Afrika’daki açlığa, iç savaÅŸlara, fakirliÄŸe, gelir eÅŸitsizliÄŸine, silahlanmaya bir çözüm bulabilmek için fedakarlık yapmaya samimi olarak hazırlar.
Dünyayı deÄŸiÅŸtirmek isteyen bu insanların amacı daha adil bir dünyada yaÅŸamak. Onların çabaları diÄŸer insanlarda bir heyecan kıvılcımı oluÅŸturuyor kuÅŸkusuz; ama geniÅŸ kitlelere bu tutkuyu yeterince aşılayamıyorlar. O yüzden de parlayıp sönen hareketler olarak kalıyor; hatta kimi zaman da marjinalleÅŸip yeraltına iniyorlar. Ancak sorun ÅŸu ki, birçoÄŸu doÄŸru yöntemleri bulamıyor. ÖrneÄŸin ırkçılıkla mücadele eden bazı gruplar doÄŸru niyetle ortaya çıkmış olsalar da soruna bir türlü çözüm bulamamanın verdiÄŸi hayal kırıklığı ile kimi zaman ÅŸiddete baÅŸvuruyorlar. Oysa ÅŸiddet, bir yolu düzeltmeye çalışırken haklı tarafı haksız konuma düÅŸüren oldukça yanlış bir yöntem. İnsanlara adaleti ve sevgiyi öÄŸretmek ÅŸiddet yoluyla asla mümkün olmaz.
Dünyayı deÄŸiÅŸtirmeyi hedefleyen insanlar tutkularını baÅŸkalarına da empoze edebilmek için yeni ve doÄŸru yöntemleri bulmak zorundalar. İnsanların sokaklarda görmeye alıştığı gelip geçici protestolar yerine, baÅŸarılı sonuçlar elde edecek ve sonunda da insanları mutlu edecek çalışmalara imza atmalılar. Bunu yapmak için ise doÄŸru bir ideoloji ile yola çıkmalılar.
Din, çok güzel bir birleÅŸtirici faktördür; adalet ve sevgiyi öÄŸretir. Dinin temelinde tüm insanlara, tüm inançlara ve tüm fikirlere saygı vardır. Dolayısıyla din esasına dayalı bir sevgi ortamı, herkesin rahat edeceÄŸi ve herkes için adaletin saÄŸlanacağı bir anlamına gelir. Dinin saÄŸladığı bu ortam, dindar olsun veya olmasın, tüm insanların tek bir çatı altında ittifak edebileceÄŸi bir motivasyon kaynağıdır.
Dindar insanlar Allah’a içten baÄŸlı oldukları için insanların özlemini duydukları fedakarlığı, samimiyeti, dürüstlüÄŸü, sabrı ve en önemlisi iyiliÄŸi en mükemmel ÅŸekilde yaÅŸarlar. Samimi bir dindar, kötülüÄŸün yeryüzünden silinmesi için her türlü gayreti gösterir. Zordaki insanlar için elinden gelenin en fazlasını yapar. Allah rızası için zamanını, maddi imkanlarını, fiziksel gücünü bu amaç için kullanır. İşte bu nedenle dindar insanlar için "iyilerin ittifakı" önemlidir. İnaçlı Hristiyan, Musevi ve Müslümanların birlikte hareket etmesi çok büyük emelleri gerçekleÅŸtirecek en büyük ittifaktır.
KuÅŸkusuz burada kastettiÄŸimiz gerçek dindarlardır. Hurafelere uyanlar, dini farklı ÅŸekilde yorumlayanlar, sevgi yerine nefret isteyen radikaller ve aşırılıkçılar burada muhatabımız deÄŸildir. Hurafelere uyarak dinin farklı yorumlanması zaten baÅŸta dine ve dindarlara yönelik bir iftiradır. Dolayısıyla kastettiÄŸimiz ittifak, dinin özünün sevgi olduÄŸunu bilen gerçek dindarlarla saÄŸlanmalıdır. Dünyayı deÄŸiÅŸtirmek isteyen saÄŸduyulu kiÅŸiler, sevgi ve huzur için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır dindarları yanlarına alarak, camileri, kiliseleri, sinagogları faaliyet alanı haline getirerek büyük bir atılım saÄŸlayabileceklerdir.
Tabi ki dindar olmayan insanlar arasında da bu vasıflara sahip kiÅŸiler bulunur. Ama ahiret inancının ve Allah sevgisinin insanları doÄŸru yola iletici gücü çok fazladır ve saÄŸlamdır. İşte bu nedenle dindar olmasalar da güzel hedefler için gayret eden insanların dindarlarla ittifakı da önemlidir.
Unutmayın, kötülük dünyada kendi başına geliÅŸmemiÅŸtir ve kontrolsüz bir ÅŸekilde de ayakta durmamaktadır. KötülüÄŸün ardında bu ortamdan çıkar saÄŸlayan insanlar vardır. Bugün Afrika'daki açlıktan, Filipinler'deki fakirlikten, Latin Amerika'da yaygın ÅŸiddet ve uyuÅŸturucudan bahsediyorsak, herkes bilmektedir ki, tarihin bir döneminde bu bölgeler sömürgecilik adına ezilmiÅŸ ve özellikle fakir bırakılmıştır. Afrika fakirleÅŸtikçe, ayrıcalıklı bir grup zenginleÅŸmiÅŸtir. Meksika'daki kartel savaÅŸlarında can verenlerin gerçek katilleri uyuÅŸturucu trafiÄŸini yöneten ve bundan her dakika para kazananlardır. Filipinler'de çöplerin arasında yaÅŸayanların hemen yan sokağında israf içinde yaÅŸayanlar vardır.
Kötülük organize bir harekettir. Global hareket eden, bir kolu koptuÄŸunda hemen yenisi çıkan bir organizmadır. Kötülük isteyenler, dünya üzerindeki iyi kutupların arasına açmak için çaba göstermekte ve ilk planda dindarları hedef almaktadırlar. Çünkü iyilerin ittifakının karşısında ayakta kalamayacaklarını gayet iyi bilmektedirler. Bu denli organize kötülüÄŸün karşısında insanların, halkların, ülkelerin hatta küçük çaplı ittifakların tek başına ayakta kalabilmesi mümkün deÄŸildir. Bu nedenle iyilerin ittifakının da büyük ve organize olması gerekir. Kötülerin sinsi tuzakları ancak bu ÅŸekilde engellenir ve dünya yakın gelecekte daha iyi bir yer haline gelir.
Adnan Oktar'ın Al Bilad'da yayınlanan makalesi
2017-05-28 17:23:39